Cuma, Kasım 25, 2011

EUBOS Washing Sıvı Jel

Bayram öncesinde pudra almak için gittiğim kozmetikçiden elimde yine koca bir torba ile çıktım tabi. Saç ürününden yüz jeline kadar pudrayla ilgisi olmayan herşeyi aldım:)

Bu markanın ürünlerinin satışını yapan bayan benim gibi bir müşteriyi yakaldığı için çok mutlu oldu tabi:) Ama şunu söylemeliyim ki bu yüz temizleme jeli bir harika.. EUBOS, normal ciltler için. Şöyle söyliyim: Bi kere göz makyajınız dahil herşeyi silip süpürüyo ( ki ben çok sağlam bir maskara kullanıcısıyımdır. ), gözlerinizde hiçbir yanma ve acı yok ve ayrıca yüzü kesinlikle kurutmuyo...

Fiyat olarak da gayet iyi ve başarılı bir ürün.. Ortalama 16 TL civarında. Bence denenmeli...



Hayatttt!!!!

" Hayat 3 kelimeden ibaret...
Dün... Bugün... Ve yarın...
Dün bitti,
Yarınımız zaten meçhul,
E o zaman en güzeli, BUGÜNün tadını çıkaralım..." diyor ismi meçhul internet yazarlarımızdan biri... İsmini bilseydim sizlerle paylaşmak isterdim ama paylaşamasam da, kendisine teşekkür ederim. Çünkü çok yerinde laf ediyor be arkadaş...


Keşke böyle yaşayabilsek diyorum çoğu zaman... Güne başlarken, iş yerine her gidişimde bilgisayarımın başına oturup günün stres dolu işlerini yüklenmeden önce bir kez okuyorum bu son zamanlarda duymuş olduğum sözü. Şehir insanı olarak o kadar hızlı ve o kadar kendimizi yıpratır yaşıyoruz ki dünün bitiğini hatırlayıp BUGÜN e odaklanmak en güzeli olmalı aslında... Peki asıl soru şu ki kaçımız bunu yapabiliyoruz günlük hayatımızda?


Masalarımızın başında, telefonlarımızın trafiğinde, ofisin stresinde kaçımız bugünü gerçekten yaşayabiliyoruz. Bazen nefesimizi kesiyor yaşadığımız stres... Akılsızca bi yeme, yalnızlık, ağırlık sendromu geliyor üzerimize. Sosyalleşme mekanı, teneffüs arası olarak facebook, twitterhesaplarımızı kullanıyoruz. Sonra sanal maneviyatımızı biraz doyurup, biraz da reel de günü kaçırmamak lazım diyerek akşam arkadaşlarla bişeyler içmeye gidelim diyoruz. Ve o birkaç saatte belki biraz temiz hava alabiliyor ve belki iş stresimizden bikaç saat uzak kalabiliyoruz. Onu da yapabilirsek tabi...( aklımızda kesilmeyen faturalar, yüklenmeyen konteynerler yoksa ve blackberrymiz maillerini o güzel muhabbetin içinde öttürmüyosa )




Ertesi sabah yeniden aynı masaya oturduğunuzda, bi haber okuyosunuz, belki bir 3. sayfa haberi oluyor, belki bir sanatçının hastalık haberi, veya bir şehit haberi daha..Ve bakıyorsunuz ki aslında hayat ÇOK KISA! Senin yaptığın strese, almadığın temiz havaya, atamadığın kahkahalara değmeyecek kadar ÇOK ÇOK KISA...


O yüzden bence ;

O kahkahaları doya doya, katıla katıla atmalıyız!!! Hayatı paylaşmalıyız sevdiklerimizle!!! Temiz nefesi çekebilmeliyiz içimize, fanuslarımızın içinden çıkarak...

HERKES DOYA DOYA KAHKAHASINI ATABİLMELİ, HAYAT ÇOK KISA!!!!



Şu saç meselesi... Kısalır uzar, kısalır uzar :)

Çoook uzun seneler hep uzun saçlıydım, hatta annem 3 yaşında saçlarımı uzattıktan sonra kısa saç nedir bilmedim  2 sene öncesine kadar... Saçlar hep beldeydi, sonra sevgili kuaförlerimizin yardımlarıyla röfleden yıpranan saçlarımı radikal bi kararla kestirdim ve sonuç çok mutluyum... Zaman zaman uzun saçlarımı özlüyorum tabi orası çok ayrı, onu da postişlerimle karşılıyorum... Sizinle de paylaşıyorum..

En son halim de bu... Kendisi Kate Holmes' den esinlenerek kestirilmiştir. Az biraz Ruslana oldu ama, genelde beğenildi ;)



Beğendiğim modellere de şöyle bi göz atmak istedim :))))

Yazarız - çizeriz hepimiz... Doğrucu davutlarız biraz...

Kağıda dokunan kalem, kibritten daha çok yangın çıkarır...





Önce aşağıdaki yazıyı okudum sonra da biraz önceki sözü gördüm maillerimin arasında dolaşırken... Daha ne söylenebilir ki...